Platon’un bilgi anlayışı, bilginin ne olduğu sorusuna ilişkin bir cevap arama çabasından başka bir şey değildir. Platon, “Devlet” ve “Menon” gibi eserlerinde bilginin varlığı, elde edilip edilemeyeceği ve bilginin kaynağı gibi soruları ele alıp, kapsamlı bir şekilde inceleyen filozofların başında gelmektedir. O, anemnesis yani hatırlama öğretisiyle bilginin varlığını ve imkanını tesis ederek bir bilgi felsefesi geliştirmiştir. …
Felsefe tarihinin en etkili filozoflarından biri olarak kabul edilen Platon, aynı ölçüde felsefe tarihine damgasını vurmuş Platon’un Mağara Alegorisi ya da Mağara Benzetmesi olarak bilinen mağara alegorisi ile geliştirdiği felsefi sisteminin adeta bir özetini ortaya koymuştur. Platon’un mağara alegorisi, toplumun birçok kesimi tarafından rahatça anlaşılabilen bir örnek olmasıyla öne çıkar. Öyle ki bütün zamanların toplumuna, insan …
Platon, Klasik Dönem olarak adlandırılan dönemde, Antik Yunanistan’ın Atina kentinde doğmuş bir Yunan filozofudur. Atina’da Platon, sonradan Platonculuk olarak bilinecek olan felsefi görüşlerini öğrettiği, Akademi isimli bir felsefe okulu kuracaktır. Platon ismi, güreş hocası tarafından kendisine verilen bir takma isimdi. Platon, kelime anlamı itibariyle “geniş omuz ve göğüslü” anlamına gelmektedir. Platon’un da geniş omuz ve göğüslere …
Bohr Atom Modeli, negatif yüklü elektronların pozitif yüklü çekirdeğin etrafında, tıpkı gezegenlerin Güneş’in etrafında dönmesine benzer bir şekilde dönmesini tasvir eden bir modeldir. Gezegenlerin Güneş etrafında dönmesini sağlayan kuvvet kütleçekimi kuvveti iken, Bohr Atom Modeli’ne göre elektronları atom çekirdeğinin etrafında tutan kuvvet elektrostatik kuvvettir. Bohr Atom Modeli her ne kadar bazı hatalar içerse de bilim tarihinde …
Işık tam olarak nedir? Nasıl yayılmaktadır? Cisimleri yansıyan ışıkla mı görürüz yoksa gözlerimizden çıkan ışınlarla mı? Bu sorular tarih boyunca insanların kafasını meşgul etmiş ve oldukça da merak uyandırmıştır. Geçmişte birçok düşünür, ışığın doğasına yönelik çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Örneğin Pisagor‘un takipçileri, her görünür cisimden yayılan ışığın bir parçacık akışı olduğunu öne sürmekteydi. Bir diğer ifadeyle ışığın …
Ayağımızın yere değmesi, elmanın yere düşmesi ve Ay’ın Dünya etrafında dönmesi gibi olgularının ortak noktası nedir? Her birine sebep olan fenomen, kütleçekimi kuvvetinin bizzat kendisidir. Ayağımızın yere basmasını sağlayan Dünya’nın kütleçekimi kuvveti, aynı zamanda elmanın ağaçtan düşmesine ve Ay’ın Dünya etrafında dönmesine neden olur. Bu kuvvet sadece Dünya ile Ay için geçerli olmayıp gezegenlerin Güneş etrafında …
Elektron, elektrik yükü negatif olan bir atom altı parçacıktır. Protondan yaklaşık 1836 kat daha hafif olan elektron, elektrik ve manyetizma fenomenlerinin meydana gelmesinde ayrıca büyük bir rol oynamaktadır. Elektron, negatif bir yüke sahip olduğu için etrafında bir elektrik alanı oluşur. İstisnasız bütün atomlarda bulunmakla birlikte elektriğin iletiminde de taşıyıcı “parçacık” olarak davranır. Elektronun Atomun Yapısındaki Yeri …
Dalton Atom Modeli ya da daha genel bir ifadeyle bütün maddelerin “atom” denilen küçük, bölünemez yapılardan oluştuğunu ifade eden model, atomun yapısına ilişkin deney ve gözleme dayanarak ortaya atılan ilk atom teorisidir. Ancak Dalton Atom Modeli evrendeki her şeyin atomlardan oluştuğunu ortaya koyan tarihteki ilk teori değildir. Atom teorisinin kökeni antik dönemlere kadar gitmektedir. Maddenin temel …
1800’lü yıllarda yaşayan hiç kimse, aynı yüzyılın sonunda şehirlerin elektrikle aydınlanacağını, makinelerin elektrik ile çalışacağını, kısacası elektriğin modern teknolojimizin tam merkezinde yer alacağını hayal bile edemezdi. Ancak elektrik dediğimiz fenomen tamamıyla bilinmeyen bir şey de değildi. Örneğin 16.yüzyılın sonlarına doğru fizikçi ve doğa filozofu William Gilbert bir deney gerçekleştirmişti. Deneyde belli materyallerin, özellikle kristallerin, kumaşa sürtüldüğü …
Fizik alanında ışığın dalga mı yoksa parçacık mı olduğu konusu yüzyıllar öncesine kadar dayanmaktadır. Bu konuda net bir görüş ortaya koyup, deneylerle görüşünü ispatlamaya çalışan kişilerden biri de 17.yüzyılda yaşamış büyük doğa filozofu Isaac Newton‘dur. Isaac Newton, ışık ve renk fenomenlerinin doğasına ilişkin yaptığı prizma deneyinden hareketle ışığın bir parçacıklardan oluştuğu sonucuna varmıştı. Bir diğer ifadeyle …
Tarih öncesi dönemlerden beri doğa filozofları, ışığın tam olarak ne olduğuyla alakalı çeşitli öngörülerde bulunmuşlardır. Bu konu, 17.yüzyıla gelindiğinde bir hayli önem kazanmış; ışığın doğasına yönelik ortaya atılan temelde iki görüş ortaya çıkmıştı: Işığın parçacık olduğu görüşü ve ışığın dalga olduğu görüşü. Işığın parçacık doğasına sahip olduğunu dile getiren kişi, 17.yüzyılda yaşamış ünlü fizikçi Isaac Newton‘dı. …
Michael Faraday, tarihteki en büyük bilim insanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle elektromanyetizma ve elektrokimya alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan Faraday elektromanyetik indükleme, zayıf manyetizma ve elektrikle ayrışım gibi temel prensipleri de keşfeden bir bilim insanıdır. Başarılarının, bilimin genellikle zengin aileden gelen insanların tekelinde olduğu bir dönemde gerçekten hayret verici olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Michael Faraday, çok yoksul …
Hareket olgusu, evrenimizin en temel gerçekliklerinden birisidir. Maddenin bulunduğu yerde hareketin olmadığı bir durum var mıdır bilinmez. Büyük galaksi kümelerinden galaksilere, yıldızlardan gezegen ve uydulara, moleküllerden maddenin en temel yapı taşları olan atom ve atom altı parçacıklara kadar bildiğimiz her şey hareket halindedir. Tarih öncesi çağlarda yaşayan insanlar, çevresine baktığı zaman maddelerin temel bir harekete sahip …
Kuzey Işıkları ya da diğer ismiyle Aurara Borealis, kendisini izleyenlere büyüleyici bir gösteri sunuyor. Bu etkileyici ışık gösterisine tanık olabilmek için birçok insan yıllar öncesinden planlar yapıp kutup bölgelerine seyahat edebilme fırsatını kolluyorlar. Çünkü kutup ışıklarının izlenmesi için en iyi şartlar, yılın bazı zamanlarında mümkün hale geliyor. Peki bu doğa fenomenine sebep olan nedir ? Güneş …
Ay, ilk oluştuğu andan bu yana, 4.5 milyar yıldan beri gezegenimizin uydusu olarak etrafımızda dönmeye devam ediyor. Bilindiği üzere astronomlar tarafından “yaşanabilir bölge” olarak adlandırılan bir kavram mevcuttur. Astronomlar yaşanabilir bölge dedikleri zaman, herhangi bir yıldızın etrafında bulunan, suyun ne donacak kadar soğuk ne de buharlaşacak kadar sıcak olduğu bir bölgeyi kast etmektedirler. Yaşamın ortaya çıkması …