Kategori: Kozmoloji
Tarih öncesi dönemlerden beri doğa filozofları, ışığın tam olarak ne olduğuyla alakalı çeşitli öngörülerde bulunmuşlardır. Bu konu, 17.yüzyıla gelindiğinde bir hayli önem kazanmış; ışığın doğasına yönelik ortaya atılan temelde iki görüş ortaya çıkmıştı: Işığın parçacık olduğu görüşü ve ışığın dalga olduğu görüşü. Işığın parçacık doğasına sahip olduğunu dile getiren kişi, 17.yüzyılda yaşamış ünlü fizikçi Isaac Newton‘dı. …
Eski zamanlardan beri insanlar, gök cisimlerinin ne kadar uzakta olduğunu hep merak etmiştir. Örneğin bize en yakın gök cismi olan Ay ne kadar uzaktaydı? Ya da yaydığı ısı ve ışıkla bize hayat veren Güneş, gökyüzünde “gezinen” gezegenler ne kadar uzakta olabilirdi ki? Tarihte ilk defa Ay’ın ve Güneş’in uzaklığını hesaplamaya çalışan kişinin, M.Ö 3.yüzyılda yaşamış astronom …
Büyük Patlama her şeyi başlatan bir patlamaydı. Patlamaların da bir merkezi olur. Bu nedenle evrenimizin de bir merkezi olması gerekir değil mi ? Aslında tam olarak öyle değil. İnsanların evrenin bir merkezi olduğuna inanmalarına yol açan bazı yanlış anlaşılmalar mevcuttur. Bunlardan birisi “evrenin tekillikten meydana geldiği” ya da “evrenin tek bir noktadan meydana geldiği” düşüncesidir. Bu …
En gelişmiş teleskoplar ile evrende bize en uzak olan galaksiyi gözlemlediğinizi düşünün. Bir galaksi bize en fazla ne kadar uzaklıkta olabilir? Büyük Ayı takımyıldızı bölgesinde bulunan GN-z11 isimli galaksinin, yaklaşık 32 milyar ışık yılı uzaklığıyla bize en uzak galaksi olduğu bilinmektedir. GN-z11 galaksisinden çıkan ışığın bize ulaşması için 13.4 milyar yılın geçtiği belirtiliyor. Ancak burada bir …
Evrenin genişlediği gerçeği bugün modern kozmolojinin temel ön kabullerinden birisini oluşturmaktadır. Birisi evrenin genişlemesi hakkında konuşmaya başladığı vakit artık konu, kozmoloji alanının en çok çalışılan meselelerinden birine gelmiş demektir. İçinde yaşadığımız evrenin genişlediğinin keşfedilmesi, birçok bilim insanını derinden etkilemiş ve hatta kimisi yapılan keşiften şüphe bile duymuştu. Evrenin genişlediği olgusu başlı başına şaşkınlık yaratan bir konuyken, …
1929 yılında Edwin Hubble tarafından evrenin genişlediğinin keşfedilmesinin ardından bilim insanları, durağan olmayan bir evrende yaşadığımızın farkına varmıştı. Galaksilerin neredeyse hepsi bizden uzaklaşma eğilimi gösteriyorlardı. Ancak uzaklaşan ya da hareket eden galaksiler değildi. Daha ziyade galaksilerin arasındaki uzay sürekli olarak genişliyordu. Bir diğer ifadeyle evren bir bütün olarak her yönde genişliyordu. Peki bu genişleme sonsuza kadar …
20. yüzyıl, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı gibi dünya siyasetini sil baştan değiştiren olaylara sahne olmasının yanı sıra bilim dünyasında da köklü değişimlerin gerçekleştiği bir dönemdir. Fizik alanında Albert Einstein’in Genel Görelilik Teorisi‘ni keşfetmesi, kuantum fiziğinin ortaya çıkışı, kimya alanında Marie Curie’nin yaptığı keşifler, biyolojide genetik alanının doğuşu gibi yenilikler, evrene ve insana olan bakış açımızı …