Kategori: Fizik
Işık tam olarak nedir? Nasıl yayılmaktadır? Cisimleri yansıyan ışıkla mı görürüz yoksa gözlerimizden çıkan ışınlarla mı? Bu sorular tarih boyunca insanların kafasını meşgul etmiş ve oldukça da merak uyandırmıştır. Geçmişte birçok düşünür, ışığın doğasına yönelik çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Örneğin Pisagor‘un takipçileri, her görünür cisimden yayılan ışığın bir parçacık akışı olduğunu öne sürmekteydi. Bir diğer ifadeyle ışığın …
Ayağımızın yere değmesi, elmanın yere düşmesi ve Ay’ın Dünya etrafında dönmesi gibi olgularının ortak noktası nedir? Her birine sebep olan fenomen, kütleçekimi kuvvetinin bizzat kendisidir. Ayağımızın yere basmasını sağlayan Dünya’nın kütleçekimi kuvveti, aynı zamanda elmanın ağaçtan düşmesine ve Ay’ın Dünya etrafında dönmesine neden olur. Bu kuvvet sadece Dünya ile Ay için geçerli olmayıp gezegenlerin Güneş etrafında …
Elektron, elektrik yükü negatif olan bir atom altı parçacıktır. Protondan yaklaşık 1836 kat daha hafif olan elektron, elektrik ve manyetizma fenomenlerinin meydana gelmesinde ayrıca büyük bir rol oynamaktadır. Elektron, negatif bir yüke sahip olduğu için etrafında bir elektrik alanı oluşur. İstisnasız bütün atomlarda bulunmakla birlikte elektriğin iletiminde de taşıyıcı “parçacık” olarak davranır. Elektronun Atomun Yapısındaki Yeri …
1800’lü yıllarda yaşayan hiç kimse, aynı yüzyılın sonunda şehirlerin elektrikle aydınlanacağını, makinelerin elektrik ile çalışacağını, kısacası elektriğin modern teknolojimizin tam merkezinde yer alacağını hayal bile edemezdi. Ancak elektrik dediğimiz fenomen tamamıyla bilinmeyen bir şey de değildi. Örneğin 16.yüzyılın sonlarına doğru fizikçi ve doğa filozofu William Gilbert bir deney gerçekleştirmişti. Deneyde belli materyallerin, özellikle kristallerin, kumaşa sürtüldüğü …
Fizik alanında ışığın dalga mı yoksa parçacık mı olduğu konusu yüzyıllar öncesine kadar dayanmaktadır. Bu konuda net bir görüş ortaya koyup, deneylerle görüşünü ispatlamaya çalışan kişilerden biri de 17.yüzyılda yaşamış büyük doğa filozofu Isaac Newton‘dur. Isaac Newton, ışık ve renk fenomenlerinin doğasına ilişkin yaptığı prizma deneyinden hareketle ışığın bir parçacıklardan oluştuğu sonucuna varmıştı. Bir diğer ifadeyle …
Hareket olgusu, evrenimizin en temel gerçekliklerinden birisidir. Maddenin bulunduğu yerde hareketin olmadığı bir durum var mıdır bilinmez. Büyük galaksi kümelerinden galaksilere, yıldızlardan gezegen ve uydulara, moleküllerden maddenin en temel yapı taşları olan atom ve atom altı parçacıklara kadar bildiğimiz her şey hareket halindedir. Tarih öncesi çağlarda yaşayan insanlar, çevresine baktığı zaman maddelerin temel bir harekete sahip …
Çoğumuz, Ay’ın oluştuğu günden bu yana her zaman Dünya’dan aynı mesafede olduğu şeklinde bir algıya sahibizdir. Sanki şimdi olduğu gibi geçmişte de her zaman olduğu yerde kalmış, hiçbir zaman yeri değişmemiş gibi gelir. Peki Ay’ın uzaklığı gerçekten hiç değişmemiş miydi? Sahi, Ay neden şu anki uzaklığında bulunuyor? Ay’ın Dünya’dan ortalama 380.000 kilometre uzaklıkta yörüngede döndüğüne kim …
Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin yuvarlak olduğunun insanlar tarafından görülebilmesi, yüzyıllar boyunca mümkün olmamıştı. Ne zaman ki teleskop icat edildi o zaman gözlemciler gezegenlerin yuvarlak bir şekle sahip olduğunu görmeye başlamıştı. Ancak gök cisimlerinin yuvarlak olduğunu anlamak için teleskopların icat edilmesini beklemeye gerek yoktu. Örneğin bize en yakın gök cismi olan uydumuz Ay’ın, çok net bir şekilde yuvarlak …
Bu yazıyı okumaya başladığınız şu an itibariyle Dünya, Güneş’in etrafında saatte ortalama 107.000 kilometre hızla dönmektedir. Bu hız, şimdiye kadar tasarlayabildiğimiz en hızlı araçların ulaşabileceği hızdan bile fazladır. Hatta Güneş’e daha yakın olan Merkür ve Venüs ise Dünya’ya göre yörüngelerinde daha hızlı dönmektedir. Gezegenlerin bu şekilde ve bu hızlarda Güneş’in etrafındaki dönüş hareketleri, Antik dönemde yaşayan …
Kütleçekimi ya da bilinen adıyla yerçekimi kuvveti, doğada bulunan temel bir kuvvettir. Eğer saniyede 9.8 metre hızla cisimlerin Dünya’ya doğru düşmesine sebep olan bu kuvvet olmasaydı, hepimiz uzaya savrulurduk. O olmadan tüm karasal canlıların kasları işlevsiz hale gelir ve bunun sonucunda ölüm kaçınılmaz olurdu. Ayrıca kemiklerimiz daha kırılgan ve zayıf olur, organlarımızın da işleyişi bozulurdu. Aslında söylemek …